baştan savmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish باشدان صاومق (başdan ṣavmaḳ, “to tell one politely to go about his business, to get rid of”), from باش (baş, “head, leader, main”) and صاومق (ṣavmaḳ, “to send or drive away, to turn away”). The first word is equivalent to baş +‎ -dan.

Pronunciation

• IPA^(key): /baʃˈtan savˈmak/
• Hyphenation: baş‧tan‧sav‧mak

Verb

baştan savmak (third-person singular simple present baştan savar)

1. (transitive) To turn away someone who asked for a favor with a made-up excuse; to get rid of, to send away.

   Synonyms: sepetlemek, yakayı kurtarmak, yakasını sıyırmak, satmak

   Başımdan savmak için hemen erkekler tuvaletine daldım ve izimi kaybetti. ― I dashed into the men's room to get rid of him and he lost my track.

   Beni başınızdan savmak için böyle bir karşılık veriyorsunuz. ― You're giving me this answer to get rid of me.

Usage notes

The noun baş usually takes a possessive suffix depending on the person performing the action; the lemma form is rare.

Conjugation

Conjugation of baştan savmak (aorist in -V²r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			baştan savmak
impersonal participle	imperfective		baştan savan
	perfective		baştan savmış
	prospective		baştan savacak
personal participle	non-prospective		baştan savdığım	baştan savdığın	baştan savdığı	baştan savdığımız	baştan savdığınız	baştan savdıkları
	prospective		baştan savacağım	baştan savacağın	baştan savacağı	baştan savacağımız	baştan savacağınız	baştan savacakları
verbal noun			baştan savma
way of doing			baştan savış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	baştan savarım	baştan savarsın	baştan savar	baştan savarız	baştan savarsınız	baştan savarlar
		imperfective	baştan savıyorum	baştan savıyorsun	baştan savıyor	baştan savıyoruz	baştan savıyorsunuz	baştan savıyorlar
	past	perfective	baştan savdım	baştan savdın	baştan savdı	baştan savdık	baştan savdınız	baştan savdılar
		imperfective	baştan savıyordum	baştan savıyordun	baştan savıyordu	baştan savıyorduk	baştan savıyordunuz	baştan savıyorlardı (or baştan savıyordular)
	future		baştan savacağım	baştan savacaksın	baştan savacak	baştan savacağız	baştan savacaksınız	baştan savacaklar
inferential	perfective		baştan savmışım	baştan savmışsın	baştan savmış	baştan savmışız	baştan savmışsınız	baştan savmışlar
	aorist		baştan savarmışım	baştan savarmışsın	baştan savarmış	baştan savarmışız	baştan savarmışsınız	baştan savarlarmış (or baştan savarmışlar)
	imperfective		baştan savıyormuşum	baştan savıyormuşsun	baştan savıyormuş	baştan savıyormuşuz	baştan savıyormuşsunuz	baştan savıyorlarmış
conditional	simple		baştan savsam	baştan savsan	baştan savsa	baştan savsak	baştan savsanız	baştan savsalar
	perfective		baştan savsaydım	baştan savsaydın	baştan savsaydı	baştan savsaydık	baştan savsaydınız	baştan savsaydılar
optative			baştan savayım	baştan savasın	baştan sava	baştan savalım	baştan savasınız	baştan savalar
progressive			baştan savmaktayım	baştan savmaktasın	baştan savmakta	baştan savmaktayız	baştan savmaktasınız	baştan savmaktalar
necessitative			baştan savmalıyım	baştan savmalısın	baştan savmalı	baştan savmalıyız	baştan savmalısınız	baştan savmalılar
imperative				baştan sav	baştan savsın		baştan savın	baştan savsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	baştan savar mıyım?	baştan savar mısın?	baştan savar mı?	baştan savar mıyız?	baştan savar mısınız?	baştan savarlar mı?
		imperfective	baştan savıyor muyum?	baştan savıyor musun?	baştan savıyor mu?	baştan savıyor muyuz?	baştan savıyor musunuz?	baştan savıyorlar mı?
	past	perfective	baştan savdım mı?	baştan savdın mı?	baştan savdı mı?	baştan savdık mı?	baştan savdınız mı?	baştan savdılar mı?
		imperfective	baştan savıyor muydum?	baştan savıyor muydun?	baştan savıyor muydu?	baştan savıyor muyduk?	baştan savıyor muydunuz?	baştan savıyorlar mıydı?
	future		baştan savacak mıyım?	baştan savacak mısın?	baştan savacak mı?	baştan savacak mıyız?	baştan savacak mısınız?	baştan savacaklar mı?
inferential	perfective		baştan savmış mıyım?	baştan savmış mısın?	baştan savmış mı?	baştan savmış mıyız?	baştan savmış mısınız?	baştan savmışlar mı?
	aorist		baştan savar mıymışım?	baştan savar mıymışsın?	baştan savar mıymış?	baştan savar mıymışız?	baştan savar mıymışsınız?	baştan savarlar mıymış?
	imperfective		baştan savıyor muymuşum?	baştan savıyor muymuşsun?	baştan savıyor muymuş?	baştan savıyor muymuşuz?	baştan savıyor muymuşsunuz?	baştan savıyorlar mıymış?
conditional	simple		baştan savsam mı?	baştan savsan mı?	baştan savsa mı?	baştan savsak mı?	baştan savsanız mı?	baştan savsalar mı?
	perfective		baştan savsa mıydım?	baştan savsa mıydın?	baştan savsa mıydı?	baştan savsa mıydık?	baştan savsa mıydınız?	baştan savsalar mıydı?
progressive			baştan savmakta mıyım?	baştan savmakta mısın?	baştan savmakta mı?	baştan savmakta mıyız?	baştan savmakta mısınız?	baştan savmaktalar mı?
necessitative			baştan savmalı mıyım?	baştan savmalı mısın?	baştan savmalı mı?	baştan savmalı mıyız?	baştan savmalı mısınız?	baştan savmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			baştan savmamak
impersonal participle	imperfective		baştan savmayan
	perfective		baştan savmamış
	prospective		baştan savmayacak
personal participle	non-prospective		baştan savmadığım	baştan savmadığın	baştan savmadığı	baştan savmadığımız	baştan savmadığınız	baştan savmadıkları
	prospective		baştan savmayacağım	baştan savmayacağın	baştan savmayacağı	baştan savmayacağımız	baştan savmayacağınız	baştan savmayacakları
verbal noun			baştan savmama
way of doing			baştan savmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	baştan savmam	baştan savmazsın	baştan savmaz	baştan savmayız	baştan savmazsınız	baştan savmazlar
		imperfective	baştan savmıyorum	baştan savmıyorsun	baştan savmıyor	baştan savmıyoruz	baştan savmıyorsunuz	baştan savmıyorlar
	past	perfective	baştan savmadım	baştan savmadın	baştan savmadı	baştan savmadık	baştan savmadınız	baştan savmadılar
		imperfective	baştan savmıyordum	baştan savmıyordun	baştan savmıyordu	baştan savmıyorduk	baştan savmıyordunuz	baştan savmıyorlardı
	future		baştan savmayacağım	baştan savmayacaksın	baştan savmayacak	baştan savmayacağız	baştan savmayacaksınız	baştan savmayacaklar
inferential	perfective		baştan savmamışım	baştan savmamışsın	baştan savmamış	baştan savmamışız	baştan savmamışsınız	baştan savmamışlar
	aorist		baştan savmazmışım	baştan savmazmışsın	baştan savmazmış	baştan savmazmışız	baştan savmazmışsınız	baştan savmazlarmış
	imperfective		baştan savmıyormuşum	baştan savmıyormuşsun	baştan savmıyormuş	baştan savmıyormuşuz	baştan savmıyormuşsunuz	baştan savmıyorlarmış
conditional	simple		baştan savmasam	baştan savmasan	baştan savmasa	baştan savmasak	baştan savmasanız	baştan savmasalar
	perfective		baştan savmasaydım	baştan savmasaydın	baştan savmasaydı	baştan savmasaydık	baştan savmasaydınız	baştan savmasaydılar
optative			baştan savmayayım	baştan savmayasın	baştan savmaya	baştan savmayalım	baştan savmayasınız	baştan savmayalar
progressive			baştan savmamaktayım	baştan savmamaktasın	baştan savmamakta	baştan savmamaktayız	baştan savmamaktasınız	baştan savmamaktalar
necessitative			baştan savmamalıyım	baştan savmamalısın	baştan savmamalı	baştan savmamalıyız	baştan savmamalısınız	baştan savmamalılar
imperative				baştan savma	baştan savmasın		baştan savmayın	baştan savmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	baştan savmaz mıyım?	baştan savmaz mısın?	baştan savmaz mı?	baştan savmaz mıyız?	baştan savmaz mısınız?	baştan savmazlar mı?
		imperfective	baştan savmıyor muyum?	baştan savmıyor musun?	baştan savmıyor mu?	baştan savmıyor muyuz?	baştan savmıyor musunuz?	baştan savmıyorlar mı?
	past	perfective	baştan savmadım mı?	baştan savmadın mı?	baştan savmadı mı?	baştan savmadık mı?	baştan savmadınız mı?	baştan savmadılar mı?
		imperfective	baştan savmıyor muydum?	baştan savmıyor muydun?	baştan savmıyor muydu?	baştan savmıyor muyduk?	baştan savmıyor muydunuz?	baştan savmıyorlar mıydı?
	future		baştan savmayacak mıyım?	baştan savmayacak mısın?	baştan savmayacak mı?	baştan savmayacak mıyız?	baştan savmayacak mısınız?	baştan savmayacaklar mı?
inferential	perfective		baştan savmamış mıyım?	baştan savmamış mısın?	baştan savmamış mı?	baştan savmamış mıyız?	baştan savmamış mısınız?	baştan savmamışlar mı?
	aorist		baştan savmaz mıymışım?	baştan savmaz mıymışsın?	baştan savmaz mıymış?	baştan savmaz mıymışız?	baştan savmaz mıymışsınız?	baştan savmazlar mıymış?
	imperfective		baştan savmıyor muymuşum?	baştan savmıyor muymuşsun?	baştan savmıyor muymuş?	baştan savmıyor muymuşuz?	baştan savmıyor muymuşsunuz?	baştan savmıyorlar mıymış?
conditional	simple		baştan savmasam mı?	baştan savmasan mı?	baştan savmasa mı?	baştan savmasak mı?	baştan savmasanız mı?	baştan savmasalar mı?
	perfective		baştan savmasa mıydım?	baştan savmasa mıydın?	baştan savmasa mıydı?	baştan savmasa mıydık?	baştan savmasa mıydınız?	baştan savmasalar mıydı?
progressive			baştan savmamakta mıyım?	baştan savmamakta mısın?	baştan savmamakta mı?	baştan savmamakta mıyız?	baştan savmamakta mısınız?	baştan savmamaktalar mı?
necessitative			baştan savmamalı mıyım?	baştan savmamalı mısın?	baştan savmamalı mı?	baştan savmamalı mıyız?	baştan savmamalı mısınız?	baştan savmamalılar mı?

Related terms

• başından aşağı kaynar sular dökülmek
• başından atmak
• başından büyük işlere girişmek
• başından geçmek

 

Further reading

• “baştan savmak”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu
• Çağbayır, Yaşar (2007) “baştan savmak”, in Ötüken Türkçe Sözlük (in Turkish), Istanbul: Ötüken Neşriyat, page 489